Sosyal ağlar :

PRATİK BİLGİLER

» Amortisman Sınırı
» Vergiden Müstesna Yemek Bedeli
» Emlak Vergisi Oranları
» Fatura Düzenleme Sınırı
» Değer Artış Kazançları İstisna Tutarları
» Kıdem Tazminatı Tavanı
» Usulsüzlük Cezalarına Ait Cetvel
» Yıllık Ücretli İzinler

MUHASEBE STANDARTLARI

Ülke içinde kullanılan muhasebe standartlarını uluslararası standartlarla bütünleştirebilmek için 1995 yılından bu yana 43 uluslararası muhasebe standardı Türkiye’ye ...

T.C. RESMİ GAZETE

   DUYURULAR

Cengiz HERGÜNLÜ: DÖVİZ ARTIŞI VE İŞLETMELER AÇISINDAN RİSK YÖNETİMİ

 

 

Ülkemizde, son günlerde, dövizde ki kur artışı, özellikle dolarda ki kur artışı, aslında ülke  açısından  kur riskine bağlı bir finansal kriz  göstergesidir.

 

       

 

İşletmeler  açısından bakıldığın da ise durum sıkıntılı fakat kobiler  açısından ise durum daha da sıkıntı vericidir.

 

Büyük işletmeler, mali güçleri daha iyi olduğundan ayrıca daha deneyimli ve  uzman yöneticilerle çalışabildiklerinden; kriz olmadan önce tedbirlerini  alabilip ve hatta riskin önceden tespit edilmesini sağlayan bölümler oluşturmaya bile başlamışlardır. Uluslar arası finansal raporlama denetimleriyle kriz öncesi ve sonrası  mali durumlarını daha iyi görebilme ve test edebilme şanslarına sahiptirler.

 

Konumuz kur riskine dayalı bir finansal kriz olduğuna göre, buna paralel olarak, resmi olmayan sonuçlar dahilinde  2016 yılı ilk sekiz aylık ithalat ve ihracat rakamlarına bakarak konuyu açıklamaya çalışalım.

 

İlgili sekiz aylık dönem  de  Türkiye ihracatının 93 milyar 320 milyon dolar, ithalatın ise 130 milyar 846 milyon dolar olduğu,dış ticaret açığının ise 37 milyar 526 milyon dolar olduğu görülecektir.

 

Kısaca basit bir hesapla;  her 100 dolarlık ihracat karşılığın da 140 dolar ithalat yaptığımız yani 40 dolar fazladan borçlandığımız aşikardır.

 

Dış ticarette ki bu açığa karşılık birde son 1,5 aylık dönemde kurdaki  yaklaşık % 13,lük artış, hem ülke hem de işletmeler olarak borçlarımızı TL. bazın da daha da artırmış, İşletme bilançolarını daha da olumsuz etkilemiştir.

 

Tüm bu olumsuzluklara rağmen; öncelikle riskin yönetilebilir bir olay olduğunu unutmamak gerekir.          

 

Her işletme için ayrı bir risk analiz çalışması yapılması gerekli olmasına rağmen, biz burada bir genelleme yaparak konuya girmeye çalışacağız.

 

Risk yönetimine;  İşletmenin içinde bulunduğu sektöre, alım ve satım yapılan piyasa koşulları ve finansman işlemlerine göre, maruz olunan riskin analizi yapılarak başlanabilir.

 

Bu risk analizden sonra; İşletme bilançoları irdelenerek, mevcut ve gelecekte yine her an oluşabilecek potansiyel  risklerin olumsuz etkilerinin tespit edilmesi gerekir.Bu tespitler içinde özellikle bilançoda ki aktif ve pasif döviz pozisyonlarının irdelenmesi  çok önemlidir.

 

Kur riskinin en önemli riski; bilançolarda ki açık pozisyon riskidir. Böyle bir risk pozisyonu görülüyor  ise öncelikle; işletme aktiflerinde ki hemen nakde dönüşebilen varlıkların elden çıkarılması gerekir.

 

Elde gereğinden fazla stok da  var ise yine bunlar da elden çıkarılmalı ve çabuk nakde dönüştürülmesi çabalarına girilmelidir, ihtiyaçtan fazla stok alımı yapılmamalı, uygun fiyatlı olsa bile ihtiyaçtan fazla stok kesinlikle bulundurulmamalıdır. Spekülatif stok  alımları özellikle stok devir hızı düşük işletmeler de stok beklemelerinden dolayı stok maliyetini artırır

 

Döviz kuruna  bağlı finansal risklerde, nakitte kalma çabaları oldukça önem taşır ve risk stratejisini bunun üzerinde oluşturmak gerekir.

 

Oluşan ve potansiyel risklere karşı mümkün olduğunca ürün çeşitlendirilmesine gidilmeli, satış ve pazarlama çabalarında farklı ve fazla alıcı tabanı oluşturulmalı, satış tahsilat riskinin belli başlı müşteriler yerine tabana yayılmış ve çeşitlendirilmiş alıcılara dönüştürülmelidir.

 

Kullanılan kredileri; özellikle döviz cinsinden olan kısa vadeli kredileri hemen uzun vadeli krediler pozisyonuna almak gerekir. Mümkünse yeniden yapılandırılan ve bundan sonra kullanılan kredileri farklı döviz pozisyonlarında kullanmaya gayret göstermek gerekir. Bu olay işletmelerin döviz kredilerinin bir kısmını kur riskinden koruyacaktır, her dövizin kur riski aynı değildir.

 

Verimlilik ve kapasite hesapları yeniden yapılmalı, ihtiyaca göre esnek kapasite uygulamalarının karlılık ve işletme devamlılığı üzerinde ki etkileri detaylı  şekilde planlanmalıdır.

 

Kalifiye olmayan, ucuz maliyetli, fazla sayı da eleman istihdam etmek yerine;  uzman,bilgili ve deneyimli, belki biraz daha fazla maliyetli fakat yetkin,  işletmenin gerçek ihtiyaç sayısına göre  eleman çalıştırmaya özen gösterilmelidir.

 

Oluşan finansal risk analizleri ve çalışmaları bir plan dahilinde, paylaşımcı ortamlarda,esnek finansal yaklaşımlarla ve en önemlisi yüksek moralle konunun uzmanlarıyla yapılmalıdır.

 

Unutulmamalıdır ki; bu tür krizlerden çıkma çabaları, daha sonrasın da potansiyel risklere karşı daha  titiz,temkinli , riskleri önceden algılayabilen bir bakış açışına sahip olmaya nenden olur.

 

Cengiz HEGÜNLÜ

BAĞIMSIZ DENETÇİ

      SMMM.